Bizden iki nesil
öncesinde var olan mesleklere, o mesleklerin değerli ustalarına rastlamak çok
zor ve bu mesleklerden bir tanesi de terzilik.
Eski fotoğraflara bakıldığında ya da
anneannelerin, babaannelerin sandıkları açıldığında görülen o güzel elbiseleri
diken ustalarımızın sayıları günümüzde o kadar az ki… Hatta var olan
terzilerimizde bu elbiseleri dikebilmek şöyle dursun bir iki seri üretim ürünü
kıyafete tadilat yapmaktan öteye geçemiyorlar. İnsanların seri üretim ürünlerine
yönelmeleriyle, ustalar esas zanaatlarını yapamamaktalar.
İşlerin, dolayısıyla kazancın azalmasıyla
birlikte bu meslek dalına ilgi de azalmakta. Önceleri usta bir terzinin çırağı
olmak, onun yanında yetişip meslek sahibi olmak çok değerliymiş. Anne babalar
çocuklarını iyi bir ustanın eğitmesi için çabalarlarmış. Hatta şanslı olanın
annesi ya da babası terziyse çekirdekten yetişirlermiş. Günümüzde ise başka
çocukları yetiştirmek şöyle dursun ustalarımız çocuklarını bile kendi
mesleklerine yönlendirmeyi tercih etmiyorlar. Mesleklerinin gelecekte
değerinin, dolayısıyla kazançlarının azalacağı onları haklı olarak korkutuyor.
Bu durum çocuklarını ve bu mesleğe adım atmak isteyen diğer insanları farklı
dallar seçmeye yöneltiyor. Böylece terzilik de diğer meslekler gibi zamanla
kayboluyor.
Seri üretimle birlikte kıyafetin
yapımını bekleme ortadan kalkmış, kazançlar artmış olsa da; usta bir terzinin
diktiği kıyafetin değerine, ona harcanan emeğe, kıyafetin kişiye özgü oluşunun
getirdiği eşsizliğe o ürünlerde rastlanıldığını düşünmüyorum. Ve bu nedenlerden
dolayı hala var olan köklü mesleklerimizin yok olmaması adına, bizlerin,
ustalarımızın yaptığı ürünleri daha çok tercih etmemiz gerektiğini düşünüyorum.